gemista; Yunan'ın dolması

Yaz yemek olsaydı gemista olurdu. Aynı şekilde gemistayı mevsim olarak anlatmam gerekseydi, fesleğen ve maydanoz kokan bir yaz diye tasvır ederdim. Yada sevdiğim bir insana çocukluğumun Yunanıstan' daki yazlarımı tattırmak istesem, ona gemista yapardım. Resimleri Türkiye' de yapılan dolmalarına benzeteceksiniz. Fakat itirazım var. Yok, Allah korusun, bizim dolmalar daha lezzetli olduğunu demiyorum, ama farklı olmadığını demezsem, o zaman gereksiz yalakalık yapmış olurum ve buna benzer yöntemlere ihtiyacımız yok. Açık olmaya ihtıyaç var ki damak süphesi kalmasın!

Kıyma yada et yok, bazen kan dökülmeden süper bir tutku yakalabiliriz. Yeter ki bu cidden şefkatlı yemek denizden geldikten hemen sonra sevdiklerinizi sofrada beklesin! Soğumuş olsun, bu sıcakla daha da sıcak olmasın! Ayrıca, hafif soğuksa, lezzetini belden yakalamış olursunuz.


Domates, kabak, patlıcan ve yeşil biber; Bu dört kanka tepside rengarenk bir halaya dönüşecek. Hangisi en güzel oynuyor diye karar veremiceksiniz. Biberin çekici kokusu mu, yoksa domatesin tatlı bakışı? Patlıcan kendisinden emin zaten, kabak ise doğuştan sevimli!


Pirinç yada bulgur yada ikiside, tarçın yoksa yeni bahar mı, bol fesleğen yoksa sadece maydanoz mu, artık tadınıza kalmiş...Ne olursa olsun, sebzelerinin kalbini sökerken, onu atmayın, nabız verecek harcınıza. Bol zeytinyağı da ekleyin, ortamda patates de yerleştirin ve tam bir zorba doğacak sofranıza. 


Tek ricam, kolayla eşlik etmeyin, tabak felç kalır. Çocuk varsa iş değişir ama yetişkinler nolur soğuk bir bira yuvarlayın!

0 comments:

Powered by Blogger.